8 Ocak 2015 Perşembe

"Böyle ... Böyle ..." DEĞİL!


"Öyle" sözü, oradaki, zihindeki ve paylaşılmaz olan/lar için kullanılır.

"Böyle" sözü ise buradaki olarak, görünür ya da görünüyor varsayarak yanlış ve fazla bir biçimde kullanılır. Ciddi bir anlatım bozukluğudur.

Konuşma sırasında araya giren gereksiz, yerli-yersiz, "Böyle ... böyle ..." eklemelerine dikkat edilmeli, sakınılmalı/kaçınılmalıdır, yer verilmemelidir, hiç kullanılmamalıdır.

Kendi zihninizdeki süreci, "Böyle ..." sözcüğünü kullanarak zihninizdekini
"gösterebildiğiniz"den ve/veya "anlatabildiğiniz"i düşünmekten vazgeçmek, uzaklaşmak gerekir.





Ne yapabilirim?


Ne/ler Yapabilirim?
[Olağan koşullarda, yalın haliyle, her zaman için!]

Tüm olumsuz koşullara Karşın Ne/ler Yapabilirim?
[Olumsuz koşullarda ve her zaman için!] 

( Bu olanaklar(ım)la ... ) 
Daha Ne/ler Yapabilirim?
[Olumlu koşullarda ve her zaman için!]

Senin için Ne/ler Yapabilirim?

[üç koşulu da ayırabilen ve anlayabilenlerin erişebileceği noktadır!]




YAPMA!: EMİR değil KOLAYLAŞTIRMA/HIZLANDIRMA


Bilenlerin/deneyimlilerin/büyüklerin, "... Yapma!/Etme!" sözleri/öğütleri,

bir yasak/engel/kısıtlama değil yapılmayacakların kolay ve daha az olmasından dolayı,

deneyimlerinden yararlanılmasını istedikleri içindir.

Hemen, buyruk/emir olarak algılanıp tepki göstermemekte yarar vardır!




NE YAPACAĞINI BİLMEK ve/değil/< NE YAPMAYACAĞINI! BİLMEK!!!


Ne yapman gerektiğinden çok, önce ne yapmaman gerekiğini bil, yeter. Çoğu zaman ne yapman gerektiğini bilemeyebilirsin, fakat ne yapmaman gerektiğini her zaman çok iyi bilebilirsin.


İsabet ve kesinlik tutturulamayabilir. VE/DEĞİL/< İsabet ve kesinlik üzerinedir, kolaylıkla sağlanabilir, tamamen uzlaşımsal ortak bir hareket noktası sunabilir.

------------------------


Kendini gerçekleştirmiş, saygın ve önemli birine sormuşlar:
Nasıl bu noktaya geldiniz?

Yakınlarında bulunan bir kişiyi göstererek,
Herşeyi ondan öğrendiğini söylemiş.


Çevresindekiler, hayret içinde ve inanamayarak demişler ki:

- Nasıl olur? O işaret ettiğiniz kişi, her türlü, düzenbazlığı, yalanı, rezilliği yapan biridir.

Yanıt: Heh işte! O ne yaptıysa, ben yapmadım!


------------------------

Yaşamda bilinmesi gereken en öz, temel/özet bilgi!

Sürekli takılı kalması gereken iki küpe!... 


[ Her yapacağın işi ya da söyleyeceğin sözü, s
aniyenin milyonda biri kadar bir süre düşünerek, farkındalıkla yaparak/söyleyerek!... ]


Bir şey ki, yapmasan da olur, YAPMA!

Bir şey ki, söylemesen de olur, SÖYLEME!





BÜTÜN değil/yerine TÜM


Bütün, ("Parçaların biraradalığı", "Bütünlük", "Entegrasyon/Integration/Integrity") anlamını taşıyan bir sözcüktür.
Tüm ise, (İngilizce "Whole/All") ile karşılık bulur. Parça parça olsa da, çeşitli oranlarda eksiklikler de olsa istisnasız ve ayırımsız, tamamıyla/tümüyle kapsamadır.

Bütünden, bütünlükten bahsediyorsak parçalar ve çoğul eki olan -lar var ise "bütün ...lar" kullanılmaz! 

"Bütün elmalar, bütün insanlar, bütün arabalar, bütün kitaplar", olmaz! Parçalarının ayrı ayrı kullanılma durumu olmayanlar için gereksiz/yersiz/fazladan bir sözcüktür "bütün".


( Bir saksıdaki çiçeğin tüm yaprakları söz konusuysa, "bütün yapraklar" denildiğinde, --her sözcüğün, kendi anlamını taşıdığı bilgisiyle--, ucu sararmış/kırılmış, bir parçası kopmuş yapraklar konu dışı bırakılmış olur, ki aslında biz, tamamı, hepsi demek istiyoruzdur. )

"Bütünden Gelim/Bütüne Varım" olmadığı, "Tümevarım / tümdengelim" şeklinde olduğu gibi!

EN ÖNEMLİ/LER ve/veya OLMAZSA OLMAZ/LAR



KULLANILAGELEN/LER

1.) SAĞLIKÖZGÜRLÜK
2.) ZAMAN ve ENERJİ
3.) BİLGİ ve FARKINDALIK



UYGULANAGELEN/LER

1.) DOĞA ve DOĞALLIK
2.) UYUM ve BÜTÜNLÜK
3.) GELİŞİM ve DEĞİŞİM



EN TEMELDE!!!:


KOŞULSUZ SAYGI ve SEVGİ!!!
( "EĞER"SİZ, "ÇÜNKÜ"SÜZ, "AMA"SIZ; "KARŞIN/RAĞMEN"Lİ SAYGI / SEVGİ )

KIYAS yerine KARŞILAŞTIRMA


Tanım/Örnek: Kıyas, y
apılan tablonun/karşılaştırmanın altına ekleme/yorum şeklinde göreceliliği, sınırlılığı ve kısıtlılığı potansiyelinin gözardı edilerek bir değerlendirme yapılması.(sınırı aşmak/bilmemek). 

YERİNE

Karşılaştırma ise bir sayfanın ikiye bölünerek, iki ayrı olgunun/kavramın kendi özelliklerinin, iki ayrı sütunda sadece veri olarak dizilişi ve öylece yorum eklemeden bırakılması.

Sonuç: Kıyasın değil, karşılaştırmanın daha yerinde, arı, saf, doğru olacağı ve kıyas yapmama gerekliliği.


( Nispet. İLE/YERİNE Oran. )
( TO COMPARE with COMPARISON )
( COMPARISON instead of TO COMPARE )